Bebeklik anılarımızı neden hatırlamıyoruz?

Hayatın ilk yıllarına dair anılar, çoğu zaman sis perdesi arkasında kalır. Bebekliğimize dair anlatılanları başkalarından dinleriz ama kendimiz hiçbir şey hatırlamayız. Oysa bu dönemde de gülüyoruz, ağlıyoruz, öğreniyoruz…

Peki neden o yıllar hafızamızdan silinmiş gibi oluyor? Bu durumun bilimsel bir adı var: Bebeklik ya da çocukluk amnezisi. Beynimizin bu ilk anıları neden saklayamadığı ya da daha sonra neden ulaşamadığımız ise uzun süredir araştırılıyor.

Gerçekten de, neden hayatımızın ilk birkaç yılındaki anılar bir sis perdesinin arkasında kalıyor? Bu sorunun yanıtını anlayabilmek için önce belleğin iki temel türünü ayırmak gerekiyor: Anlamsal bellek, çevremizle ilgili bilgileri, örneğin annemizin kim olduğunu ya da bir şey istemeden önce “lütfen” denmesi gerektiğini hatırlamamıza yardımcı olur. Epizodik bellek ise, bir olayın nerede ve kiminle yaşandığını, o ana dair ayrıntıları ve duyguları kapsar. Çocuklar genellikle anlamsal belleği erken yaşta kullanmaya başlarken, epizodik bellek biraz daha karmaşık bir süreçtir.

Gizemin kaynağı: Hipokampüs

Bilim insanlarına göre, bu farkın temel nedeni beynin özellikle hipokampüs adı verilen bölümünün geç olgunlaşması. Hipokampüs, uzun süreli belleğin oluşumunda kilit rol oynar. Bazı araştırmalar, 2 ila 4 yaş arasında kaydedilen epizodik anıların silinmeye daha yatkın olduğunu öne sürüyor. Bu yaş grubundaki çocukların anıları kodlayamadığı değil, kodladıkları bilgileri ilerleyen yaşlarda hatırlayamadıkları düşünülüyor.

Geçtiğimiz Mart ayında yayımlanan bir araştırma, bu konuya yeni bir bakış açısı sundu. 4 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklarla yapılan çalışmada, çocuklara yüzler, nesneler ve sahneler içeren görseller gösterildi. Bu sırada beyin aktiviteleri, fMRI

Sonuçlar oldukça dikkat çekiciydi: Hipokampüsteki aktivite seviyesi arttıkça, çocukların daha önce gördükleri görsellere daha uzun süre baktıkları gözlemlendi. Üstelik bu aktivitenin yoğunlaştığı alan, yetişkinlerde epizodik belleğin işlendiği bölgeyle örtüşüyordu. Bu da, çocukluk amnezisinin asıl nedeninin o anıların hiç oluşmaması değil, yıllar sonra erişilemez hale gelmesi olabileceğini düşündürüyor.

Deneyde, otizm benzeri özelliklere sahip farelerin, normal farelere kıyasla yavruluk dönemlerine ait anıları daha net hatırlayabildikleri gözlendi. Araştırmacılar, bu durumu hamilelik sırasında dişi farelerin bağışıklık sisteminin uyarılmasıyla açıklıyor. Bu tür bir bağışıklık tepkisi, yavruların beyinlerinde hafıza ile ilişkili hücrelerin gelişimini etkileyerek, erken anıların kalıcılığını güçlendirmiş olabilir.

Araştırmanın ortak yazarı, biyokimya uzmanı Dr. Tomás Ryan, bu sonuçların doğuştan gelen ancak değiştirilebilir bir “unutma anahtarı” olabileceğine işaret ettiğini söylüyor. Yani hafıza sistemimiz, yalnızca doğduğumuzda neye hazır olduğumuzla değil, aynı zamanda çevresel etkenlerle de şekilleniyor olabilir.

Her ne kadar bu çalışmalar fareler üzerinde gerçekleştirilmiş olsa da, elde edilen veriler insan hafızasının gelişimi hakkında önemli ipuçları veriyor. Özellikle erken yaş hafızası konusunda gelecekte yapılacak araştırmalar, hem çocuk gelişimi hakkında daha derin bir anlayış sağlayabilir hem de unutma kavramına bakış açımızı tamamen değiştirebilir.

Related Posts

Göktaşı düşmesi nedeniyle ölen tek kişi, Osmanlı’da yaşıyordu

Normal hayatına devam ederken, gökyüzünden düşen bir göktaşı nedeniyle hayatını kaybeden tek insanın Osmanlı’da yaşadığını biliyor muydunuz?

Kafanıza göktaşı düşmesi mi, bir filin saldırısı mı? Hangisinin ihtimali daha yüksek?

Yeni bir araştırma, büyük bir göktaşının Dünya’ya çarpma olasılığının, insan ömrü içinde yıldırım çarpmasından biraz daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Ama durun, dahası da var…

BMW sahneye çıkıyor… Tesla, BYD’yi geride mi bırakacak? İşte iX3’ün özellikleri

BMW severlerin elektrikli otomobil hasreti sona eriyor. Kısa menzilli elektrikli otomobilleri bulunan BMW, iX3 ile Tesla ve BYD’yi menzil açısından geride bırakmayı planlıyor.

Evdeki eski bilgisayarlar artık zengin ediyor: Açık artırmayla satıyorlar

Bir zamanlar ofislerin vazgeçilmezi, öğrencilerin ilk göz ağrısı olan eski bilgisayarlar, yıllar sonra elde ettikleri değerle gündemde. Ancak bu kez teknoloji yarışında değil, koleksiyon tutkunlarının peşinden koştuğu nadide parçalar olarak karşımızdalar.

Bir YouTuber, bir kuşa PNG dosyası yüklemeyi başardı! Peki bu nasıl oldu?

YouTuber ve müzik meraklısı Benn Jordan, sıra dışı bir deney gerçekleştirdi: Bir kuşa bir resim dosyası “yükledi”. Peki bunu nasıl başardı?

Bu şarj aletleri elektrik faturasını ikiye katlıyor: Hemen kontrol edin!

Günümüzün vazgeçilmez teknolojisi akıllı cihazlar, şarj etme süreçlerinde de büyük yenilikler getiriyor. Kablosuz şarj, sağladığı pratiklik ile dikkat çekerken, uzmanlar bu kolaylığın beraberinde gelen gizli bir maliyete dikkat çekiyor.